Evlilik Problemleri İçin 5 Öneri

Pek çok iyi evlilik belli bir zamandan sonra çeşitli krizlerle yüz yüze gelebilir. İlişkiler genel geçer kurallara sahip değildir. Bu, insanlar arasındaki tüm ilişkilerde olduğu gibi evlilikler için de söz konusudur. Etrafınızı dikkatle gözlemlediğiniz zaman, en mutlu çiftlerin birlikte en zor zamanları göğüsleyen çiftler olduğunu görürsünüz. Öyleyse şunu öncelikle akıldan çıkarmamak gerekir: Eşinizle bazı günler tartışsanız dahi bu tek başına kötü bir durum değildir ve endişelenecek bir durum yoktur. O sıralarda ikiniz de zor zamanlar geçiriyor olabilirsiniz. Bu zor zamanların ilişkiniz açısından bir tehlikeden ziyade bir fırsat olduğunu unutmayın.

 

Ne yapacağınıza dair somut bir yol haritanız olmasa dahi rehber edinmeniz gereken temel bir kural vardır: Karşılıklı iletişim, tüm ilişkilerde problemleri çözmenin etkin yoludur. Bu sebeple, evlilikte yaşadığınız problemlerin çözümü de iletişimle sağlanır. İletişim kanalları açık olduğu sürece çözüm şansı da var ve yüksek demektir.

 

Evliliğinizi yeniden canlandırmak istiyorsanız uzmanlar birçok iyi strateji önerir. Bu yazıda, evlilikte yaşadığınız problemlerin çözümünde kullanabileceğiniz bazı stratejileri bulabilirsiniz.

 

  1. Sağlıklı ilişkilere sahip insanlarla kendinizi kuşatın

Sosyal bir varlık olarak insan kendi karakter özellikleri kadar çevresindekilerin tutum ve davranışlarından da doğrudan etkilenir. Bu etki bazı durumlarda gayet olumlu bazılarında ise yıkıcı düzeyde olumsuz olabilir. Aynı şekilde, evlilikte yaşadığınız problemlerin bir kısmı çevrenizdeki insanlardan kaynaklı olabilir. Bu insanlar kendi hayatlarını olumsuz etkiledikleri gibi sizi de olumsuz etkileyebilirler. Benzer şekilde, iyi iletişime sahip insanlar da evliliğinizi olumlu yönde etkileyebilir. Kendinizi size, eşinize ve ilişkinize değer veren; kendi ilişkilerinde de sağlıklı iletişimi ön plana çıkaran insanlarla kuşatın!

 

Bu, hem kısa hem de uzun vadede size iyi gelecektir.  Etrafınızda size iyi gelmeyen insanların sayısı çoğunluktaysa, bunun farkındaysanız ve bu durumdan şikayet ediyorsanız yapmanız gereken şey aklınıza ilk gelen şey olacaktır: Bu insanlarla iletişiminizi azaltın. Size ve eşinize iyi gelen insanların sayısını artırın. Aileleriniz, arkadaşlarınız veya yeni tanıyacağınız kişiler… Kim olursa olsun size iyi gelen insanlarla zaman geçirmek olumlu bir adım olacaktır. İyi gelmelerinin yanı sıra iletişim becerileri de önemlidir. Diğer kişilerle başarılı iletişim geliştiren kişiler sizin için de iletişim anlamında iyi örnek teşkil edecektir.

 

  1. Anlaşmazlıklarınızı belirleyin ve onlara çözüm odaklı yaklaşın

Bu, konuşmanın tartışmaya yol açabileceği korkusundan bahsetmekten kaçındığınız konuları içerir. Bu sorunların tümüne karşılıklı olarak kabul edilebilir çözümler bulmak için eşinizle sağlıklı ve düzenli bir iletişim kurmalısınız. Aşağıdaki soruları kendinize ve eşinize yönelterek başlayabilirsiniz:

 

  • Anlaşmazlıklar genelde hangi konularda yoğunlaşıyor?
  • Anlaşamadığımız konulara nasıl yaklaşıyoruz?
  • Ben olaylara gerçekten çözüm odaklı mı yaklaşıyorum, yoksa sorunları hasır altı etmeye mi çalışıyorum?
  • Anlaşamadığımız konuların çözümü ilk bakışta nerede görünüyor?
  • Çözüm için şimdiye kadar hangi adımlar atıldı?
  • Bu adımlar atıldıktan sonra sorunların çözümü mümkün mü? Değilse neden mümkün değil?

 

Bu gibi sorular hem anlaşmazlıklarınızın neler olduğunu tespit etmenize, hem de onları çözmenize yardımcı olacaktır. Bu gibi sorunları çözmek, eşlerin birlikte sorun çözme becerisi kazanmalarını sağlar. Bu beceri geliştirildiğinde daha olgunlaşmış bir evlilik ilişkisine sahip olursunuz.

 

  1. Suçlayıcı olmaktan kaçının

Mesele üzüm yemek mi yoksa bağcıyı dövmek mi? Eğer bağcıyı dövme niyetine sahipseniz zaten bu yazı ilginizi çekmeyecektir. Ancak gerçekten üzüm yemek, yani sorunları çözmek istiyorsanız dikkat etmeniz gereken bazı noktalar olacak. Kimse yanlış şeyler yaptıklarını söylemekten hoşlanmaz. Bu, herkes için zorlayıcı bir durumdur. Enerjinizi karşınızdakinin “suçlarını aramak” yerine kendi kusurlarınızı, eksiklerinizi ya da geliştirmeniz gereken özelliklerinizi araştırmaya yönelttiğinizde çözüme bir adım daha yaklaşırsınız.  Burada, Mevlana’nın yedi öğüdünü hatırlamak faydalı olacaktır:

 

  • Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol.
  • Şefkat ve merhamette güneş gibi ol.
  • Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol.
  • Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.
  • Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol.
  • Hoşgörülükte deniz gibi ol.
  • Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.

 

7 öğüdün her biri üzerinde saatlerce düşünmeye değecektir. Ancak bunlardan en dikkat çekicisi başkalarının kusurunu örtmektir. Gece gibi kusur örtmek, sizin de kusurlarınızın yeri geldiğinde örtülmesine kapı aralar. Bu arada, kendi kusurlarınıza odaklanarak onları değiştirme yolunda çaba sarf edebilirsiniz.

 

  1. Eşinize alan açmaktan kaçınmayın

Algılanan sorunları çözmeye çalışmak yerine, birbirinizi anlamaya çalışmak daha doğru bir metottur. Temel farklılıklar sorun haline getirilmediğinde ilişkiyi güçlendiren vasıtalara dönüşebilir. Evliliği bir mecburiyet ilişkisinden çıkararak çiftlerin kendilerini bireysel olarak gerçekleştirmelerine katkı sağlayan bir ortak alan haline getirmek mümkündür. Evlenmek, bireysel gelişiminize ket vurması gereken bir süreç değil, tam tersine, bireysel gelişiminizi destekleyen ve yukarıya taşıyan bir süreç olmalıdır. Bunun için, eşinizin bireysel tercihlerine, fikirlerine, duygularına ve kararlarına saygı duymalı, saygı duyuşunuzu ifade etmekten çekinmemelisiniz. Böylece, karşınızdakine verdiğiniz değeri gösterdiğiniz gibi onun bireysel gelişimini de pozitif etkilemiş olursunuz. Bir eş çoğu zaman bir “tamamlayıcı” olarak görülür. Bu, ilk bakışta olumlu bir özellik gibi görünse de kimi zaman çekilmez hale gelebilir. Bir şeyde eksik varsa tamamlanır. Tamamlayıcı olmadan o şey eksik kalır. Eşinizin eksik olmadığını, fakat desteklediğiniz takdirde daha iyi fırsatlara sahip olacağını düşünerek işe başlayabilirsiniz. Siz desteklediğiniz ölçüde eşiniz de kendini daha güvende ve daha iyi hissedecektir. Bu çift yönlü süreç gerçekleştiğinde tamamlamak yerine desteklemenin daha motive edici olduğunu göreceksiniz.

 

Tüm bunları yaparken eşinize alan açmaktan çekinmeyin. Kendi kararlarını vermesinin yanı sıra ilişkinize dair ortak kararlarda da inisiyatif almasına fırsat tanıyın. Böylece iki taraf da ilişkiyi sahiplenmek için sebepler bulur ve motivasyonu artar. Bununla birlikte, eşinizin kendini gerçekleştirebileceği alanların sayısını ve etkisini artırmaya çalışın. Örneğin eşiniz bir enstrüman öğrenerek kendini daha iyi hissedeceğini düşünüyorsa onun bu kararını destekleyebilir, onu bu yolda cesaretlendirebilir ve nihayet yeni bir enstrüman öğrenme sürecini keyifle izleyebilirsiniz. Yeni kararlar alma eşiğindeki kişiler için en büyük destek eşlerinin vereceği destektir. Bu durumlarda eşinize alan yaratmak, alan açmak, imkan sağlamak ikiniz için de “iyileştirici” olacaktır.

 

  1. Maddi problemlerin aranıza girmesine engel olun

Evlilik çiftlerin hayata karşı her anlamda birlikte konumlandığı bir ilişki türüdür. Hayatın olağan ya da olağan üstü akışı içinde birçok sıkıntıyla karşılaşabiliriz. Maddi problemler de buna dahildir. Bütçenizi fersah fersah aşan bir borca girdiğinizde elbette bundan eşiniz ve çocuklarınız da doğrudan etkilenecektir. Ev bütçesinin ortak olduğu ve ortak harcamaların bu bütçenin ciddi bir kısmını teşkil ettiği düşünüldüğünde, maddi konularda birlikte hareket etmenin önemi daha iyi anlaşılabilir. Sıkıntıların boyutu ne olursa olsun hem karar hem de bu kararın etkilerini kapsayan süreçlerde birlikte hareket etmek gerekir.

 

Yeni bir ev ya da araba almak istiyorsanız bunu eşinizle paylaşmalı, onun da kararı bu yönde ise gereğini yapmalısınız. Eşinizden habersiz biçimde maddi konularda adım atmak ona karşı saygısızlık olacaktır. Alacağınız bu karardan eşiniz doğrudan etkilenecektir. Öyleyse sonuçlarıyla yüzleşmeden önce onun da bu konudaki tavrından haberdar olmanız, buna göre bir değerlendirme yapmanız daha doğru olacaktır. Eşler birbirine hayatın farklı alanlarında destek oldukça, bu bir alışkanlık haline geldikçe evlilik ilişkisi de problemlerle değil destek olmakla birlikte anılan bir ilişki haline gelir. Bu da, problemlerinizi çözmede en büyük yardımcınız olur. Diğer tüm konularda olduğu gibi maddi konularda da yaşayacağınız sıkıntıların, en yakınınız olan eşinizle sizin aranıza girmesine izin vermemeli, bu problemleri de birlikte aşmaya çalışmalısınız.

 

Evlilik sevgi, saygı ve karşılıklı anlayışla gelişen yoğun bir ilişki biçimidir. İyi niyetli çabalarınıza rağmen sorunların sürdüğünü görebilirsiniz. Her şey güzel gidiyor görünse bile destek almak isteyebilirsiniz. İki durumda da bir uzmandan destek almak hem size hem de eşinize olumlu katkı sağlayacaktır. Bursa Psikolog, Bursa Çift Terapisi, Bursa Aile Terapisi ve Bursa Psikoterapi hizmeti ile Klinik Psikolog Sabri Çakar Morita Psikoloji’de. Morita Psikoloji 02242476717 & 05423407980 nolu telefonlardan veya sabricakar@morita.com.tr mail adresinden ulaşabilirsiniz. Hemen şimdi kendinize ve eşinize bir iyilik yapın, birbirinizi tanıma yolculuğunda önemli bir adım atın!

 

Bursa Psikolog Klinik Psikolog Sabri ÇAKAR
Morita Psikoloji
İhsaniye Mahallesi Kartallar Sokak No:4/1 Kat:3 Nilüfer/BURSA
02242476717 & 05423407980
www.morita.com.tr
sabricakar@morita.com.tr

 

Yorum Alanı