Çocuklarda Suç Eğilimi

2016-05-10 (12)

 

Çocuğun eleştirel yaklaşma kabiliyeti ve muhakeme yeteneği, farklı bakış açıları geliştirebilme kapasitesi, sorgulama ve soyutlama kapasitesi gelişmemişken ona bir ideolojinin dayatılması onun istismar edilmesi anlamına gelir ve benimsetilen ideoloji içinde körü körüne bağlanma ve şiddete yönelme eğilimi artar.

Bu çocuklar, çevresindeki büyüklerinin onayladığı ve desteklediği bir görevi yerine getirmenin verdiği mutluluk, tatmin duygusu ve grubun bir üyesi olma hevesiyle gelişir. Bu gelişim süreci çocukta zamanla hırs, ben-merkezcilik ve narsistik eğilimlerin ortaya çıkmasına vesile olur. Bu çocuklar kendi ve kendisini destekleyen grubun çıkarını ötekilerin önüne geçiren bir zihinsel şartlanmayla büyürler. Çok kısa bir süre sonra suça ve şiddete eğilimi arttıracak olan bu şartlanma, toplum için tehlike sinyallerinin çaldığını göstermektedir.

Günümüzde çocuklarda suça eğilim oranının ne kadar arttığının farkına varacak olursak, bu durumun belli bir ideolojiyi körü körüne çocuğa öğretmeye çalışmaya başlamaktan, onun zaafını ve zayıflığını istismar ederek kendi inançları doğrultusunda kullanmaya başlayan büyüklerin eseri olduğunu açıkça görebiliriz. Çocuk yaşta suça eğilimin altında yatan sebeplerden en önemlisi ailelerin ilgisizliği, ebeveynlerin eğitim yetersizliği ve hatta zaman zaman da yukarıda belirttiğim gibi belirli ideolojilere çocukların beyinlerinin yıkanarak bağlanmalarını sağlamak olduğu görülmektedir. Bu çocuklar ergenlik dönemine geldiklerinde öğrendikleri ve muhakeme yapmadan dayatılan inançlarla suça ve şiddete eğilimleri de bir o kadar fazla olacaktır.

Suç ve şiddete olan eğilimin en fazla ergenlik döneminde görüldüğü düşünülürse, çocukluktan itibaren belirli inançların, sorgulama ve yargılama olanağı tanınmadan öğretilmesi, ergenlik döneminde şiddetin ve suçun tehdit edici boyutunu da gözler önüne sermektedir.

Yorum Alanı